Bu kitaptan önce antropolog, gözlemlediği nesneyi tarihsel boyutları içinde betimlemekle yetiniyordu. Levi-Strauss’un Yapısal Antropoloji’sinden sonra her şey değişti ve antropolojinin toplumsal gerçekliğin yapısal ve karmaşık niteliklerini, hatta insan ilişkilerini bile ortaya koyabileceği kanıtlandı. Antropolojinin bu şekilde kabuk değiştirmesi sosyal bilimlerin bütün dallarını derinden etkiledi. Mesela, etnoloji ile tarihin birbirini nasıl destekleyebileceği anlaşıldı; antropoloji ile dilbilim ve psikoloji arasında yeni bağlantılar kuruldu. En önemlisi, “yapısal yöntem”in geliştirilmesiyle birlikte, akrabalık, toplumsal örgütlenme, din, mitoloji ve sanata bakışımız değişti.