“Bir şeyler oluyor…
Geçmişim durmadan aklıma geliyor…
İkili hayatım, gece ve gündüz, hepsi birbirine giriyor.
Konuşmamız gerek.”
Yalom kalbi kırıkları iyileştiren bir psikiyatrist, Robert Berger ise kalp cerrahıdır. Tıp fakültesinde birlikte okuyan ve birbirlerini çok seven iki arkadaş, mezuniyetlerinin ellinci yıl dönümünde Berger’in isteği üzerine sessiz bir köşeye çekilir. Farklı ortamlarda yetişseler de Yahudi Soykırımı onların yıllardır konuşmaktan kaçındıkları ortak geçmişleridir. Artık yetmişlerinin sonlarına yaklaşan Yalom ve Berger için dile getirilmemiş acılarla yüzleşme vakti gelmiştir.
Macaristan’daki Yahudi Soykırımı’ndan sahte Hristiyan kimliğiyle sağ çıkan Berger, yakınlarını kaybetmenin ve öldürülen insanlara yardım edememenin neden olduğu duyguları yaşamı boyunca tehlikeyle iç içe yaşayarak, onu kontrol altında tutmaya çalışarak ve kendini hayat kurtarmaya adayarak bastırmıştır. Ancak iş için gittiği Venezuela’da burun buruna geldiği tehlike, acılarını tetikleyerek bir kâbus görmesine yol açar. İki yakın arkadaşın arasındaki uzun sessizliğin sonu da işte bu kâbus olmuştur.
Yalom, yaşadığını hissetmek için sadece çarpan bir insan kalbini avuçlarında tutmaya ihtiyaç duyan bir adamın anılarını bizlerle paylaşıyor. Yazarın geçmişine de kısa bir bakış niteliğinde olan Ölüm Korkusunu Yenmek, bir bastırma, yüzleşme ve iyileşme hikâyesi.
“Yalom nadir görülen bir kombinasyona sahip; hem bir sanatçı hem de coşkulu bir bilim insanı.”
-San Francisco Chronicle –
(Tanıtım Bülteninden)