Modernitenin başlangıcında döneminin tartışmasız en büyük hukukçusu ve felsefecisi, Tabii Hak ve İletişim kuramının yaratıcısı, modern tabii hukukun ve insan haklarının ilk sistemli savunucusu, bazılarına göre uluslararası hukukun fikir babası, Altın Çağ Salamanca Okulu’nun öncüsü, çağdaşlarının deyimiyle “Salamancalı Socrates” ya da “Eşsiz Hoca” Francisco de Vitoria, zaman içinde yalnızca dünyanın bir felakete sürüklendiği dönemlerde hatırlanır oldu. Hep gündemde kalması gereken, Modernite kadar onun sonrasını da düşündüren, 500 yıldır insanlığı bedenin ve düşüncenin sınırsız dolaşımına dayalı iletişimsel bir birlikteliğe, barışa, hoşgörüye davet eden bu hukukçu-felsefeciyi ve eserini kitabın ilk bölümünde, ona atfedilen uluslararası hukukçu kimliği ve bu kimliğin sömürgecilikle ilişkisini tartışmaya açarak Cansu Muratoğlu tanıtıyor. Cemal Bâli Akal da Vitoria’yı onun gönderme yaptığı adlar ve kitaplar üzerinden anlamayı önerirken, Michel Villey ile Carl Schmitt’in düşünürü okuma-yorumlama tarzlarını sorguluyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Yayına Hazırlayan: Cansu Muratoğlu